Liebherr, yenilikçi ürünlerini kapsamlı şekilde tanıttı

Liebherr’in her yıl uluslararası sektörel basına yönelik organize ettiği Information Tour, bu sene 6-7 Kasım tarihleri arasında gerçekleşti. Etkinlik, Almanya’nın Ulm şehrindeki Liebherr Digital Development Center’da (Liebherr Dijital Geliştirme Merkezi) gerçekleşti. İlk gün yeşil enerji alternatifleri, buna yönelik geliştirilen elektrikli ve hidrojenle çalışan motorlar ve çalışan makinelerin bilgilerine uzaktan erişim yönünde çok geniş açıklamalarla sürdü. Liebherr'in ilk elektrikli ekskavatör, elektrikli mobil kule vinç ve elektrikli beton mikserlerini kapsayan basın toplantısını sizler için derledik.

Liebherr'den dijital çözümler

Liebherr'in dijital çözümleri, yenilikçi bilgi teknolojisinin müşteri yolculuğu boyunca kullanımını kolay ve rahat hale getiriyor.

Sıfır emisyona doğru

Liebherr artık şantiyelerin enerji tedariği için mobil bir enerji depolama sistemi sunuyor. Yeni geliştirilen güç ünitesi, inşaat makinelerinin sıfır yerel emisyonla çalıştırılmasına ve şarj edilmesine olanak tanıyor. Liduro Power Port (LPO), 160 kW'a kadar yüksek güç yoğunluğu ve sabit güç çıkışı sağlıyor. Liduro Power Port (LPO), şantiyelerin tedarikine yönelik mobil bir enerji depolama sistemidir. LPO'nun yüksek güç yoğunluğu ve kompakt tasarımı, çok çeşitli güç gereksinimleri olan makinelere ve şantiyelere verimli ve esnek besleme imkanı sunuyor. Seri ürün, 2024 yılından itibaren 160 kW/kWh'a kadar çeşitli güç aralıklarında satışa sunulacak.     

Ekonomi ve hareketlilik

LPO, yüksek fosil enerji tüketimine sahip olan dizel jeneratörle karşılaştırıldığında, gücü önemli ölçüde daha yüksek bir verimlilikle sağlıyor. Liebherr-Electronics and Drives GmbH, Lindau ve Biberach (Almanya) olmak üzere iki lokasyonda, elektrikli tahrik ve kontrol teknolojisinin yanı sıra elektronik alanlarında da yüksek kaliteli bileşenler geliştirip, üretiyor.

Liebherr'de dijitalleşme: Müşterilere ölçülebilir katma değer sağlamak için teknolojinin yenilikçi kullanımı

Liebherr, bir yandan süreçlerin verimliliğini artırarak değerli kaynakların korunmasına önemli ölçüde katkıda bulunuyor, öte yandan, yeni bilgi teknolojileri ve dijital ağ oluşturma, ürün ve hizmetlerin daha da geliştirilmesi ve müşteri odaklı çözümlerin uygulanması için fırsatlar yaratıyor. Liebherr Dijital İş ve Strateji Başkanı Marcel Flir, "Dijital çözümlerimizin amacı her zaman müşterilerimiz ve ortaklarımız için ölçülebilir katma değer yaratmaktır. Çözümlerimizle, daha fazla verimlilik, makine ve sistemlerin güvenli ve rahat çalışmasının yanı sıra müşterilerimiz için zaman ve maliyet avantajları elde etmek istiyoruz" dedi.

MyLiebherr: Dijital çözümlere bütünsel yaklaşım

Dijital çözümlerin çeşitliliği 13 ürün segmentini ve müşteri yolculuğunun tüm alanlarını kapsıyor. Çok çeşitliliğe sahip ürün programı, kişiye özel olduğu kadar geniş de bir dizi çözüm de gerektiriyor: Dağıtım planlaması, bakım yönetimi ve iş güvenliği gibi ürünle ilgili yönlerden SmartHome entegrasyonu ve envanter yönetimine ve kurumsal yönetim gibi organizasyonel boyutlara kadar ulaşıyor. Bu bütünsel etkileşimin güzel bir örneği, tüm dijital hizmetleri ve ürünleri kullanıcılar için kolayca erişilebilir hale getiren merkezi portal MyLiebherr'dir. Güncel makine bilgilerine yönelik telematik çözümler, saha izleme ve entegre işlevler de MyLiebherr portalının bir parçasıdır.

Liebherr'den elektrikli transmikserler

Günümüzde yollarda elektrikle çalışan araçlar görmek artık çok olağan. Bu eğilim artık inşaat sektöründe ve şantiyelerde de fark ediliyor. Elektrikli ve sessiz bir şekilde şantiyelere ulaştırılabiliyor. Liebherr, ETM transmikser serisiyle buna yönelik çözümleri deneyip test ediyor.

Hibrit versiyon

ETM tipi Liebherr beton transmikserleri geleneksel dizel motora sahip şasilerle birleştirilebilir. Bu, şantiyeye gidiş-dönüş yolculuğunun dizel motorla yapıldığı anlamına geliyor. Elektrikli tambur tahriki bir batarya ile çalıştırılıyor. Şarj işlemi, yokuş aşağı sürüş sırasında aküyü en yoğun şekilde şarj eden akıllı şarj sistemi kullanılarak gidiş ve dönüş yolculuğu sırasında gerçekleştirilir. Geleneksel beton mikserleriyle karşılaştırıldığında yakıt tüketimini yüzde 30'a kadar azaltmak, dolayısıyla CO2 emisyonlarını da yüzde 30 oranında azaltmak mümkün.

Tamamen elektrikli versiyon ve daha fazlası

ETM transmikser serisi aynı zamanda tamamen elektrikli şasi üzerine de monte edilebilir. Bu durumda elektrikli tambur motoruna şasi çekiş aküsü tarafından güç sağlanıyor. Yarı römorkta ayrıca çekici ünitesine bağlı olarak yine hibrit veya tamamen elektrikli versiyonlarda mevcut olan bir elektrikli tambur motoru da bulunuyor. Elektrikli tambur motorlu Liebherr kamyon mikserleri egzoz ve gürültü emisyonlarını azaltıyor.

Liebherr'in L 507 E akülü elektrikli tekerlekli yükleyicisi

– Pilli-elektrikli motor: Sahada CO2 emisyonu yok ve yalnızca düşük gürültü emisyonu bulunuyor

– Aynı boyut sınıfındaki geleneksel Liebherr tekerlekli yükleyiciyle eşleşen performans

– L 507 E, stereo yönlendirme ve Liebherr Stereo yükleyicinin denenmiş ve test edilmiş diğer avantajlarına sahip

L 507 E akülü elektrikli tekerlekli yükleyici, Ekim 2023'ten bu yana birçok Avrupa ülkesindeki Liebherr satış noktalarında mevcut. Model, gruptaki ilk elektrikli tekerlekli yükleyici olarak öne çıkıyor. L 507 E'nin performansı, aynı boyut sınıfındaki geleneksel olarak çalıştırılan Liebherr lastik tekerlekli yükleyicinin performansına eşit, ancak sahada hiç CO2 yaymıyor. L 507 E, ilgili çalışma koşullarına bağlı olarak sekiz saate kadar çalışma süresi sunuyor. Liebherr'in modüler akü tasarımı aynı zamanda müşterinin isteği üzerine fabrikada ikinci bir lityum iyon akü takmayı da mümkün kılarak çalışma süresini daha da artırıyor. Yerleşik şarj teknolojisine ve güç oranına bağlı olarak pil yaklaşık bir buçuk ila üç saat içinde tamamen şarj edilebiliyor.

Sıfır emisyon, tam güç – Liebherr LTC 1050-3.1 elektrik güç üniteli mobil vinç

Hızlanan iklim devrimi, inşaat sektöründe sera gazı emisyonlarını azaltan motor konseptlerinin kullanılmasını gerektiriyor. Ehingen'deki Liebherr fabrikasındaki yeni LTC 1050-3.1 kompakt vinç, geleneksel içten yanmalı motora ek olarak bir elektrik motoruna da sahip. Bu, vinç hareketlerinin isteğe bağlı olarak elektrikle çalıştırılmasına olanak sağlıyor. Liebherr-Werk Ehingen GmbH Teknik Direktörü Dr Ulrich Hamme şunları söylüyor; "Müşterilerimize alternatif elektrik güç ünitesiyle bile tam vinç performansı sunabilmek istiyoruz. LTC 1050-3.1, yollarda sürüş ve vinç operasyonları için hala dizel veya HVO ile çalışan geleneksel bir içten yanmalı motora sahip. Ancak alternatif olarak “Sıfır emisyon” üretecek şekilde vinç operasyonlarına yönelik bir elektrik güç ünitesi de bulunuyor. Bu, vinç operasyonlarının sıfır emisyonlu elektrik motoruyla mı yoksa içten yanmalı motorla mı çalıştırıldığına bakılmaksızın, vincin bilinen tüm kullanım özelliklerinin korunacağı anlamına geliyor" dedi.

Yeni alternatif LTC 1050-3.1, yeşil kimlik bilgileri, müşteri avantajları ve verimliliğin mümkün olan en iyi kombinasyonunu sunuyor. Karayolunda ve arazide, 5. emisyon aşamasına uygun ve 243 kW (326 bhp) güç üreten, geleneksel, düşük emisyonlu içten yanmalı bir motora sahip. Motor, kesinlikle hiçbir kısıtlama olmaksızın hidrojene bitkisel yağ (HVO) ile doldurulabiliyor. İşin koşullarına bağlı olarak vinç modunda motor veya elektrik motoru seçilebiliyor. Yeni geliştirilen elektrik motoruna sahip güç ünitesi 72 kW güç üretiyor ve bu sayede vincin kısıtlama olmaksızın, yani 6 silindirli motorla neredeyse aynı performansla çalıştırılabilmesini sağlıyor. Elektrik motoru, gücü vinç üst yapısındaki tüketicilere aktarmak için doğrudan geleneksel LTC 1050-3.1 üzerindeki powershift şanzımana monte edilen mevcut hidrolik pompayı kullanıyor.

Geleneksel LTC 1050-3.1 modelinin elektrikli versiyona dönüştürülmesi için sadece elektrik motoru ve distribütör dişlisinin yanı sıra gerekli kontrol ekipmanlarının eklenmesi gerekiyor. Dağıtıcı dişlisi doğrudan vinç pompası ile powershift şanzıman arasında bulunur. Tam performans elde etmek için 125 A'lık saha akımı gerekiyor, ancak vinç aynı zamanda 63 A'lık bir beslemeyle de çok iyi çalışıyor. Alternatif olarak, eğer saha uygun elektrik altyapısına sahip değilse, vinç harici bir geleneksel akü paketi kullanılarak da çalıştırılabilir.

Liebherr, 36 metrelik TELEMATIK teleskopik bomlu versiyon için LTC 1050-3.1'in elektrikli modelini sağlıyor. Yeni vinçte uzaktan kumandalı sürüş için RemoteDrive seçeneği ve yüksekliği ayarlanabilen yükseltilebilir kabin de mevcut. Elektrik güç üniteli prototip şu anda yoğun testlerden geçiyor ve Liebherr ilk modelleri 2023'te teslim etmeyi planlıyor.

Liebherr’den yeni A 916 E akülü elektrikli lastikli ekskavatör

A 916 E, birkaç aydır seçili Avrupa ülkelerinde satışa sunuluyor. Model, Liebherr standart lastikli ekskavatörün avantajlarını akülü elektrikli motorun avantajlarıyla birleştiriyor. Aküyle çalışan lastikli ekskavatör A 916 E, güç, kaldırma kapasitesi ve performans açısından geleneksel dizel tahrikli standart bir Liebherr tekerlekli ekskavatörün performansına tamamen uyuyor. A 916 E yerel olarak CO2 emisyonu yaymadığı ve sessiz çalıştığı için makine, örneğin şehir içi alanlarda ve kapalı üretim salonlarında kullanıma uygun. Yüksek güç dağıtımı için A 916 E, dört bölüme ayrılmış 260 kWh'lik bir pil ünitesiyle donatılmış. Üst şasenin solunda 130 kWh kapasiteli batarya bulunuyor. Üst şasenin sağ tarafına toplam 130 kWh çıkış gücüne sahip seri bağlı üç akü yerleştirilmiş. Çalışma yeri ve uygulamaya bağlı olarak elektrikli tekerlekli ekskavatör tek seferde dokuz saate kadar çalışabiliyor. Hem alternatif akımla (AC) hem de doğru akımla (DC) şarj edilebilen A 916 E, toplam 44 kWh gücünde iki entegre şarj cihazına sahip. Güç kaynağına bağlı olarak makine, örneğin 400 V ve 63 A'da yaklaşık altı saatte şarj edilebiliyor. A 916 E, isteğe bağlı olarak maksimum 120 kW (DC) hızlı şarj cihazıyla da şarj edilebiliyor. A 916 E'nin operatör kabini yüksek düzeyde güvenlik, ergonomi ve konfor sayesinde hayli etkileyici. Standart donanım, makine operatörüne makineye binerken ve çıkarken ekstra güvenlik sağlayan katlanır kol konsolu içeriyor. Büyük pencereler sayesinde makine operatörü çalışma alanını her zaman mümkün olan en iyi görüşe sahip oluyor.

Yeni nesil Liebherr beton karıştırma tesisleri CO2 ayak izini azaltıyor

Yeni Betomix ve Mobilmix karıştırma tesisi serisi tamamen modüler bir sistem kullanılarak inşa ediliyor. Bu sayede müşteriler daha geniş konfigürasyon seçeneklerinden, daha kısa teslimat sürelerinden, daha hızlı montajdan ve yüksek parça kullanılabilirliğinden yararlanıyor. Yeni tesis üretimi, önceki versiyonlara göre yüzde 30'a kadar daha az enerji gerektirir ve gerekli elektrik tedariği de azaltılabilir. Ayrıca frekans dönüştürücü sayesinde çift şaftlı karıştırıcının hızı karıştırma işlemi sırasında değiştirilerek tarife göre uyarlanabiliyor. Frekans dönüştürücüler, çimento dozajlanırken +/- yüzde 0,5'lik bir doğruluk sağlıyor. Metreküp başına 300 kilogram çimento içeren tipik bir tarifle, 7,5 kilograma kadar çimento tasarrufu sağlanabilmekte; bu ekolojik ve finansal açıdan yeni karıştırma tesisi üretiminin lehine en önemli argümandır. Çimento üretiminin ton başına 587 kg küresel ısınma potansiyeli var. Bu hesaplamaya göre Liebherr'in yeni nesil karıştırma tesisleri yılda 220 tona kadar CO2 tasarrufu sağlıyor.

Liebherr'den Motor Teknolojileri: Maksimum performans – minimum emisyonlar

Liebherr, çok çeşitli endüstrilerden müşterilerine ve ortaklarına, her makine ve her uygulama için en uygun motorla, ekolojik ve ekonomik hedeflerine ulaşmada mümkün olan en iyi desteği sunuyor. Liebherr Teknoloji Koordinasyon Başkanı Jürgen Appel, "İnşaat makinelerinin ve vinçlerin uygulama alanları o kadar çeşitli ki, yalnızca bir veya iki motor teknolojisiyle sınırlı kalamayız. Liebherr, sürücülerle çalışırken teknolojiden bağımsız bir yaklaşım benimsiyor. Müşterilerimize her uygulama ve istihdam alanı için en uygun, güçlü, iklim dostu çözümleri sunmak istiyoruz" diyor. Liebherr'de kule vinçler veya mobil inşaat vinçleri ve elektrikli madencilik ekskavatörleri gibi şebeke elektriğiyle çalışan makineler uzun zamandır biliniyor ve kullanılıyor. Kullanılan gücün yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmesi durumunda iklim açısından nötr bir şekilde çalıştırılabilirler. Liebherr, çeşitli ürün segmentlerinde pille çalışan makineler üzerinde yoğunlaşıyor. Pek çok güçlü ürün halihazırda mevcut. Liebherr'in paletli vinçler ile kazık çakma ve sondaj makinelerini içeren "fişsiz" serisi, 2019 yılında dünyanın ilk elektrikle çalışan döner sondaj makinesiyle piyasaya sürülmesinden bu yana muazzam bir başarı elde etti ve bu nedenle geçen yıl altı modele genişletildi. Pille çalışan yeni A 916 E tekerlekli ekskavatör aynı zamanda yerel emisyonsuz çalışma özelliğine de sahip. Betonun sıfır yerel emisyonla şantiyeye boşaltılmasını sağlayan elektrikli tambur motorlu yenilikçi ETM transmikser serisi de aynı şekildedir.

Liebherr Grubunun ilk elektrikli tekerlekli yükleyicisi L 507 E bir başka kilometre taşıdır. Liebherr tarafından geliştirilen akülü elektrikli motor konsepti, aynı boyut sınıfındaki geleneksel motorlu Liebherr lastikli yükleyiciyle aynı performansı sunuyor. Diğer bir gelişme alanı ise örneğin hafriyat ve malzeme taşıma makinelerinde ve mobil ve paletli vinçlerde akü ve şebeke bağlantısının kombinasyonudur. Elektrifikasyon, çok çeşitli uygulamalar ve istihdam alanları için mükemmel bir çözüm, ancak Liebherr, içten yanmalı motorların, yüksek performansları ve uzun çalışma süreleri nedeniyle yüksek enerji gereksinimi olan ağır, mobil, arazi makineleri için öneminin devam edeceğini umuyor. Bunun nedeni, bu tür makinelerin genellikle altyapısı olmayan alanlarda, örneğin rüzgar türbinlerinin kurulmasında veya madencilik endüstrisinde kullanılmasıdır. Liebherr çok yönlü bir yaklaşım benimsiyor. Markanın odak noktası şu anda e-yakıtlar ve hidro-işlenmiş bitkisel yağ (HVO) üzerinde. E-Yakıtlar yenilenebilir elektrik, su ve CO2'den sentetik olarak üretilir ve emisyonsuz bir alternatif olarak fosil dizel ile karıştırılabilir. HVO, suyla işlenmiş bitkisel yağlar ve atık hayvansal yağlardan yapılır. Ayrıca fosil yakıtlarla karıştırılarak ya da tek başına yakıt olarak da kullanılabiliyor. Geleneksel dizelle karşılaştırıldığında CO2 emisyonlarını yüzde 90'a kadar azaltabilir. Liebherr-Werk Ehingen GmbH ve Liebherr-Hydraulikbagger GmbH, halihazırda tüm makinelerini fabrika çıkışında standart olarak HVO ile tedarik ediyor. Her iki şirketteki fabrika taşımacılığı da tamamen HVO'ya dönüştürüldü.

Hidrojen bazlı sürücüler: Umut verici bir gelecek

Bir diğer önemli, neredeyse karbon nötr enerji kaynağı olan yeşil hidrojendir. Liebherr, hidrojeni doğrudan bir hidrojen yanmalı motorda neredeyse emisyonsuz olarak yakma olasılığının farkına vardı ve prototipler geliştirdi. Bunlar H964 ve H966’dir. İkincisi zaten bir paletli ekskavatörde sergilendi ve hidrojen bazlı bir yakıt hücresi, bir elektrik motoruyla birlikte lastikli yükleyici de sergilendi. Yakıt enjeksiyonu (PFI) ve doğrudan enjeksiyon (DI) gibi çeşitli enjeksiyon ve yanma teknolojileri kullanıldı. PFI teknolojisinin sonuçlarından motive olan Liebherr, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini DI teknolojisi alanına doğru ilerletti. Ayrıca Liebherr Grubu, makinelerinin enerji tüketimini azaltmak için temel çözümler üzerinde çalışıyor. Bunun bir örneği patentli Liebherr Güç Verimliliği (LPE) – Motor Kontrolü. Örneğin, yakıt tüketimini yüzde 5 oranında azaltabilen ve böylece CO2'de önemli azalmalar sağlayan yeni 70 ila 100 tonluk paletli ekskavatör neslinde kullanılıyor. Diğer örnekler arasında önceki modellere göre yüzde 30'a kadar daha az enerji kullanan yeni karıştırma tesisi serileri Betomix ve Mobilmix yer alıyor. Ayrıca gerekli çimento için hassas dozajlama makineleri önemli ölçüde CO2 tasarrufu sağlıyor.